Temel ve Elma
Din dersinde hoca Temele sordu:
"söyle bakalım Temel...Adem ile Havva ne zamana kadar cennette kaldılar?"
Temel gayet sakin:
"Sonbahar'a kadar..."
Hoca şaşırır:
"Ne alakası var Temel?"
"Mantık bunu gerektirir hocam...Çünkü elmalar sonbaharda olgunlaşır..."
Dursun Temel e sormus :
- Usagim oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun? Temel : 100 tane yerim valla... Dursun : Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin... Bu espri Temel in acaip hosuna gitmis.
Yolda Cemal i görmüs ve hemen sormus - Usagim oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun? Cemal : 50 tane yerim ben...
Temel : Tüh be usagim 100 deseydun sana müthis bir espiri yapacaktum.
Sabah kahvaltısında Fadime Temel’e anlatıyordu:
“Geceki gök gürültüsünü duymadın mı?”
Temel:
“Hayır duymadım…”
Fadime hayretle:
“Nasıl duymazsın?Bir şimşekler çaktı,bir gökler gürledi kiii …Aman Yarabbi…”
Temel öfkelendi:
“Niye beni uyandırmadın?Benim şimşek çakarken uyuyamadığımı bilmez misin
Temelin doğum günüymüş
temel dursuna:
ula dursun öyle bir şey yapıyim ki hem pahalı olmasınhem bizim memurlar sevinsin hemde gazeteler uzun uzun yazsın
dursun cevap vermiş:
öyleyse intihar et hemucuz olur hem memurlar sevinir hem de gazeteler uzun uzun yazar
Yelpaze
temel birgün kışin ortasunda otirup yelpazeleniyormiş. dursin
-napiyon temel kişın ortasinda yelpazeyle hava buz gibu zaten napiyon
temel..
kilimalar kişin sicak hava üfliyor ya eee yelpazede kişın sicak hava üfleeer.
Bülent Ersoy
Birgün Temel ve Dursun kahveye giderler. Kahvede Temel süt icelim der Dursunda kahve icelim der ve tartisirlar. Sonra garson tartismayi böler ve derki eger kapidan önce kadin gecerse süt ama eger erkek gecerse kahve iceceksiniz. Temel ve Dursun anlasirlar. Sonunda sütlükahve icerler. Sizce kapidan kim gecmis olabilir?
Annesinden Temele Mektup
"Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum...
Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık...
Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşehrilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler...
Bu evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim.
Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü...
Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin...
Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"
Dondurmacıyım
Birgün Temel ve arkadaşları bir adada mahsur kalırlar.Temel ve arkadaşları kurtarılmayı beklerlerken adanın yanından çıplak ve güzel kızların olduğu bir gemi geçmektedir.
Temel ve arkadaşlarının yanına gelen bu gemi de ki temel ve arkdaslarını bir sartla kurtaracaklarını solerler.sart ise temel ve arkadaslarının mesleklerinin aletleri ile onların cinsel organlarını keseceklerdir.ilk önce birisi gelip ben kasapım der ve c.organını satırla keserler.sonra birisi gelip ben fırıncıyım der ve onun c.organını ekmek bıcağıyla keserler.sıra temele gelince ben dondurmacıyım yalayın hadi bitir bitire bilirsen.
Espiri
Dursun bir gün Temele sorar:
-Ula temel sen bir öğünde kaç hamsi yeyisun?
-elli
-peki orucken ne kadar yeyisun?
-yüz
hayır
-oruçken bir tane yediğin zaman orucun bozulur ve diğer doksan dokuz taneyi oruc değilken yersun.
Temel bu espiriyi çok sever ve hemen bir arkadaşına söyler.
-Ula sen oruçken kaç hamsi yersin yirmi tüh espiriyi kaçırdın yüz deseydin espiri yapacaktım
Cenaze
birgün temel,ingilizve fransız bır otel odasında kalmıslar fakat bu otele daha önce gelmıs olan fransız temele karıncalı odayı vermiş.ertesi gün fransız dalga gecmek ıcın
-nasıl karıncalarla iyi uyudun mu
demiş bunun ustune temel
-evet odaya geldıgım de karınca vardı ama ben nasıl kurtulacağımı buldum içlerinden birini öldürdüm hepsi onun cenazesine gittiler demiş
Temel ve Dursun Motorsiklet Gezisi
temel bir gün yeni bir motorsiklet alı ve dursun ile bereber bir gezinti ye cıkar baya gezerler va hava kararır tam o sırada önlerinde iki ışk görürler ve dursun temel önumuzda iki motosiklet var der ve temelde ula dursun az bekle ikisunun ortasunda geceum de havamuz olsun temel gaza basar tam iki ışıgın artasına gelince birden devrilirler ve dursun ula temel ne oldi temelde usaum artadaki lambaları yakmayı ünitmiş
Fadime' den E-Posta
Şubat ayının soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler.
Eşi, Dursun'dan önce gider Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel, bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır. Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar.
Temel, bir süre sonra kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını gösterir:
"Sevgili Kocacığım,
Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle bekliyorum..." (Karın)
Temel ve Maymun
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"
Padişah ve Kayserili
Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!
demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..
|